Panoptikon, İngiliz filozof ve toplum kuramcısı Jeremy
Bentham'ın 1785 yılında tasarlamış olduğu hapishane inşa modelidir. Tasarımın
konsepti gözetlemeye izin verir. Şöyle ki; bütünü (pan-) gözlemlemek (-opticon)
anlamına gelen bu tasarım birkaç katlık tek odalı hücrelerden oluşan bir halka
üzerine kuruluydu. Her hücre bu halkanın iç kısmına açıktı ve halkanın dış
cephesindeki duvarda birer pencere vardı. Halkanın ortasında mahkumlardan
tamamen saklanmış konumdaki gözlemcilerin kaldığı bir nöbet kulesi yer
almaktaydı.
İçerisi görünmeyen bir kule etrafında yan yana dizilmiş
hücrelerde bulunan mahkumlar, bu kule vasıtasıyla daima gözetlendiklerini
bilecekler ve bu gözetlenme korkusunu içselleştirerek toplumsal hayatta
istenmeyen hareketlerden uzak duracaklardır. Odalarda ki mahkumlar yanlış
hareketlerinin ona ceza olarak döneceğini bilirler fakat ne zaman
gözlemlendiklerini bilmezler. Böylece sürekli kendi hareketlerini kontrol altında tutmak zorunda kalırlar. Amaç
mahkumların dışarı çıktıkları zaman dahi sürekli izlenildiği düşüncesinin oluşması
ve toplumun zararına faaliyetlerde bulunmamasını alışkanlık haline getirerek sağlamaktır.
Foucault’nun güç kavramları arasında yer alan Panoptik Güç
kavramı Jeremy Bentham’ ın geliştirdiği bir hapishane mimarisi tipi ve genel
anlamıyla modern toplum düzeni modelidir. Bu hapishane M.Foucault’un da
‘’Hapishanenin Doğuşu’’ adlı kitabında yoğun yer tutmaktadır. Panoptikon,
gözlemlenmeye izin verir. Nereye kaçarsanız kaçın, nereye saklanırsanız
saklanın sizi izleyen bu gözden kaçmak imkansızdır.Bu kavram aynı zamanda G.Orwell’in ‘’1984’’ adlı eserindeki
tele-ekran kavramına denk gelmektedir. Orwell da eserinde tele-ekranın insan
üzerindeki denetim ve gözetim gücüne vurgu yapmaktadır.
Günümüz toplumunda da hayatımızda görünmeyen bir çatı olarak
panoptikon kavramını görebiliyoruz.Mobese kameraları,kredi
kartları,polis,mahkemeler ,güvenlik kameraları hayatımızın her yerinde.Bunlardan
yeri gelince çok şikayetçi oluyoruz ‘Sürekli izleniyoruz ,yalnız kalamıyoruz !’
bunu dile getirip isyan ediyoruz.Ama başımıza bir kaza veya olay gelince hemen
mobese kameralarına sarılıyoruz.Yaşadığımız post-modern dünyada yönetenler
grubu izlenmeyi topluma gerekli bir şey gibi dayatır. Böylece izlenilmenin
bizlere güven aşıladığını düşünmemiz istenir.
Panoptikon, gündelik hayatın her alanın da karşımızdadır.Bu
hürriyeti sınırlandıran bir şeydir.Toplumu güvenlik vaadiyle ikna ettirilerek ,toplumun
rızası alınarak kabul ettiriliyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder