12 Ocak 2016 Salı

HAYATIMIZDAKİ GÖRÜNMEZ ÇATI : PANOPTİKON


Panoptikon, İngiliz filozof ve toplum kuramcısı Jeremy Bentham'ın 1785 yılında tasarlamış olduğu hapishane inşa modelidir. Tasarımın konsepti gözetlemeye izin verir. Şöyle ki; bütünü (pan-) gözlemlemek (-opticon) anlamına gelen bu tasarım birkaç katlık tek odalı hücrelerden oluşan bir halka üzerine kuruluydu. Her hücre bu halkanın iç kısmına açıktı ve halkanın dış cephesindeki duvarda birer pencere vardı. Halkanın ortasında mahkumlardan tamamen saklanmış konumdaki gözlemcilerin kaldığı bir nöbet kulesi yer almaktaydı.


İçerisi görünmeyen bir kule etrafında yan yana dizilmiş hücrelerde bulunan mahkumlar, bu kule vasıtasıyla daima gözetlendiklerini bilecekler ve bu gözetlenme korkusunu içselleştirerek toplumsal hayatta istenmeyen hareketlerden uzak duracaklardır. Odalarda ki mahkumlar yanlış hareketlerinin ona ceza olarak döneceğini bilirler fakat ne zaman gözlemlendiklerini bilmezler. Böylece sürekli kendi hareketlerini  kontrol altında tutmak zorunda kalırlar. Amaç mahkumların dışarı çıktıkları zaman dahi sürekli izlenildiği düşüncesinin oluşması ve toplumun zararına faaliyetlerde bulunmamasını  alışkanlık haline getirerek sağlamaktır.

Foucault’nun güç kavramları arasında yer alan Panoptik Güç kavramı Jeremy Bentham’ ın geliştirdiği bir hapishane mimarisi tipi ve genel anlamıyla modern toplum düzeni modelidir. Bu hapishane M.Foucault’un da ‘’Hapishanenin Doğuşu’’ adlı kitabında yoğun yer tutmaktadır. Panoptikon, gözlemlenmeye izin verir. Nereye kaçarsanız kaçın, nereye saklanırsanız saklanın sizi izleyen bu gözden kaçmak imkansızdır.Bu kavram aynı zamanda  G.Orwell’in ‘’1984’’ adlı eserindeki tele-ekran kavramına denk gelmektedir. Orwell da eserinde tele-ekranın insan üzerindeki denetim ve gözetim gücüne vurgu yapmaktadır.

Günümüz toplumunda da hayatımızda görünmeyen bir çatı olarak panoptikon kavramını görebiliyoruz.Mobese kameraları,kredi kartları,polis,mahkemeler ,güvenlik kameraları hayatımızın her yerinde.Bunlardan yeri gelince çok şikayetçi oluyoruz ‘Sürekli izleniyoruz ,yalnız kalamıyoruz !’ bunu dile getirip isyan ediyoruz.Ama başımıza bir kaza veya olay gelince hemen mobese kameralarına sarılıyoruz.Yaşadığımız post-modern dünyada yönetenler grubu izlenmeyi topluma gerekli bir şey gibi dayatır. Böylece izlenilmenin bizlere güven aşıladığını düşünmemiz istenir.

Panoptikon, gündelik hayatın her alanın da karşımızdadır.Bu hürriyeti sınırlandıran bir şeydir.Toplumu güvenlik vaadiyle ikna ettirilerek ,toplumun rızası alınarak kabul ettiriliyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder